Preservé® tekniği, kas ve bağ dokusunu koruyarak daha hızlı toparlanma ve doğal görünüm hedefler. Klasik yöntemlerle (kas altı, kas üstü, dual plane) iyileşme, ağrı ve iz açısından farklarını; hangi hastada hangi yaklaşımın düşünülebileceğini özetliyoruz.
Meme estetiği düşünen kadınların en sık sorduğu sorulardan biri, “Hangi yöntem bana daha uygun?” oluyor. Klasik yöntemlerle yapılan meme büyütme ameliyatları uzun yıllardır uygulansa da son yıllarda geliştirilen Preservé® tekniği kadınlara farklı bir yaklaşım sunuyor. Peki bu iki yöntem arasındaki farklar neler?
Geleneksel Meme Büyütme Yöntemleri: Kas Altı, Kas Üstü, Dual Plane
Klasik meme büyütme ameliyatlarında implantın yerleştirileceği bölge üç ana şekilde belirlenir:
- Kas üstü (subglandüler): Protez doğrudan meme dokusunun altına yerleştirilir. İyileşme süresi kısadır fakat implantın kenarları zamanla daha belirgin olabilir.
- Kas altı (subpektoral): İmplant göğüs kasının altına yerleştirilir. Daha doğal bir görünüm sağlar, fakat iyileşme süreci daha uzun ve ağrılı olabilir.
- Dual plane: İmplantın üst kısmı kas altına, alt kısmı meme dokusunun altına yerleştirilir. Doğallık ve destek açısından dengeli bir yöntemdir, ancak kas dokusuna müdahale içerir.
Bu yöntemlerde ortak nokta, kas dokusu veya meme dokusunun belli ölçüde ayrıştırılmasıdır.
Preservé® Tekniğinde Kas Dokusu ve Bağların Korunması Ne Anlama Gelir?
Preservé® tekniğinde amaç, memenin doğal destek yapısını koruyarak implant yerleştirmektir.
- İmplant kasın altına değil, meme dokusunun doğal katmanları arasına (subglandüler veya subfasiyal) yerleştirilir.
- Keskin cerrahi aletler yerine, balon şeklinde özel bir dissektör kullanılır. Böylece damar, sinir ve bağ dokularına minimum müdahale edilir.
- Sonuç olarak, memenin doğal yapısı bozulmaz, implant adeta “hazır bir yuvaya” oturur.
Bu yaklaşım hem iyileşmeyi hızlandırır hem de memede daha doğal bir his bırakır.
İyileşme Süreci: Günler mi, Haftalar mı?
Klasik yöntemlerde kas dokusunun ayrıştırılması nedeniyle iyileşme birkaç hafta sürebilir. Özellikle ilk günlerde kolları kullanmak zor olabilir, spor ve iş hayatına dönüş gecikebilir.
Preservé® tekniğinde ise:
- İmplant kasın altına girmediği için ağrı çok daha azdır.
- Çoğu hasta birkaç gün içinde gündelik hayatına dönebilir.
- Hafif işlere ve masa başı görevlerine genellikle 1–2 günde başlanabilir.
Yani burada haftalar süren bir toparlanma yerine, çoğunlukla günlerle ölçülen bir iyileşme süreci söz konusudur.
Ağrı, İz, Günlük Hayata Dönüş Farkları
- Ağrı: Preservé® tekniğinde kas dokusu kesilmediği için daha hafif yaşanır.
- İz: Ortalama 2,5–3 cm’lik küçük kesilerle ameliyat tamamlanır. Klasik yöntemlerde bu uzunluk daha fazla olabilir.
- Günlük yaşam: Klasik yöntemlerde kolları kaldırmak, spor yapmak için daha uzun süre beklemek gerekirken, Preservé® tekniğinde hasta birkaç gün içinde sosyal hayatına geri dönebilir.
Doğallık ve Uzun Vadeli Sonuçlarda Karşılaştırma
Preservé® tekniği ile yerleştirilen implantlar, memenin doğal bağ dokusunu koruduğu için daha yumuşak, doğal ve dinamik bir görünüm sağlar. İmplant kas altına girmediğinden “kas kasılmasıyla yukarı doğru hareket eden protez” görüntüsü (animation deformity) yaşanmaz.
Klasik yöntemlerde uzun vadede kas hareketiyle protezin görünümü etkilenebilir, izler daha belirgin olabilir veya kapsül kontraktürü riski daha yüksek olabilir.
Hangi Hasta İçin Hangi Yöntem Daha Uygundur?
Her hastanın anatomisi ve beklentisi farklıdır.
- Klasik yöntemler, çok zayıf ve meme dokusu az olan, protezin tamamen saklanması gereken hastalarda hâlâ tercih edilebilir.
- Preservé® tekniği ise meme dokusu belirli bir kalınlığa sahip olan, hızlı iyileşme ve doğal görünüm isteyen, kas altı travmasından kaçınmak isteyen hastalar için uygundur.
Son kararı her zaman doktorla birlikte, detaylı bir muayene ve ölçüm sonrası vermek gerekir.
Preservé® tekniği, meme büyütme ameliyatında daha kısa iyileşme, daha az ağrı ve daha doğal bir sonuç isteyen kadınlar için güçlü bir alternatiftir. Ancak tüm estetik işlemlerde olduğu gibi, yöntem seçimi kişiye özel yapılmalıdır.